Lenfosit Gelişimi



Şekil 1 Erişkinlerde erken lenfosit gelişimi esas olarak lenf nodlarında gerçekleşir. Ardından lenfosit daha ileri gelişme göstereceği kemik iliğine (plazma hücresinin geliştiği ve fonksiyon gösterdiği ana bölge) göç eder. Miyelomda malign transformasyon B lenfositinde gerçekleşir. Etkilenen lenfositler plazma hücreleri görünümündeki malign hücrelere dönüşür. Miyelom hücreleri gibi malign formlar da dahil olmak üzere plazma hücrelerinin kemik iliğine afinitesi vardır.

Ancak malign (kanser) hücre olduklarını gösteren yapısal anomaliler mevcuttur. İlerleyen bölümlerde tanımlanacak olan özel testler, kanser plazma hücrelerini tanımlamak için kullanılmaktadır.

Kanser plazma hücreleri genellikle kemik iliğinde bulunur, fakat az sayıda hastada bu hücreler dolaşıma katılır. Kemik iliğinde kanser plazma hücre birikmesi, normal kan hücresi üretimini etkiler.

Kemik İliği Üzerindeki Etkileri

Normal kemik iliğinde göreceli olarak daha az sayıda plazma hücresi (genellikle tüm hücrelerin %1-2'si) bulunur. Miyelomun varlığından ziyade, bazı durumlarda vücudun enfeksiyona cevabı nedeniyle kemik iliğinde plazma hücresi hafif artış gösterir. Miyelom da ise plazma hücreleri genellikle anormal sayılacak düzeyde çok sayıda bulunur.

Miyelom hücreleri kanser belirtisi gösteren kontrolsüz bir tarzda birikir ve kemik iliğinde tümör oluşturur. Bazen miyelom hücreleri dokuda birikir ve 'plazmasitoma' olarak adlandırılan bir veya daha fazla tümörü oluşturur. Bununla birlikte birçok vakada tümör ("kitle" olarak da adlandırılır) kaburgalar, omurga, pelvis, omuzlar, kollar, bacaklar, göğüs kemiği ve kafatası gibi birçok kemiğin kemik iliğine yayılır.

Monoklonal İmmünglobulinler (M Protein) ve Hafif Zincirler (Bence Jones Proteinleri)

Tedavi edilmeyen birçok miyelom hastası çok miktarda 'monoklonal immunglobulin' ("M protein" veya "M spayk" olarak da adlandırılır) olarak adlandırılan ve kana salgılanan tek bir protein tipi üretir.

Şekil 2 Panel A normal kemik iliği hücrelerinin fotoğrafıdır. Hücrelerin şekil ve görünümündeki değişiklikler normal hücrelerin gelişim basamaklarının karakteristik özelliğidir. Panel B miyelom hastasının kemik iliği hücrelerinin fotoğrafıdır. Normal kemik iliği hücrelerinin yerini plazma hücreleri alır. Birçok hücrede iki nükleus vardır ve bu görünüm anormal plazma hücresi (miyelom hücresi) belirtisidir.

"Monoklonal" terimi proteinin tek bir hücre populasyonundan, yani kanser plazma hücrelerinden geliştiğini göstermektedir. Hastaların küçük bir grubunda bu proteinlerin saptanabilen seviyesinin düşük olduğu "oligosekretuar hastalık" veya anormal proteinlerin saptanamadığı "nonsekretuar hastalık" vardır.

Plazma hücrelerinin vücuttaki görevi, "poliklonal immunglobulinler" olarak adlandırılan protein tipini yani vücudu işgalci virüsler, bakteriler veya diğer antijenlere neden olduğu enfeksiyona karşı koruyan antikorları üretmektir. Aksine M protein üretimi antijene (enfeksiyöz ajan) cevap olarak oluşmaz. M protein kanda ölçülebilir ve bazı miyelom hastalarında idrarda da ölçülebilir. M proteini miktarı genellikle miyelomun yaygınlığıyla ilişkilidir. Kanda M protein seviyesi artışı hastalığın ilerlemesine işaret eder ve bu seviyenin azalması hastalığın regresyonunu yansıtır. Başarılı bir tedaviyle genellikle M proteini seviyesi azalır.

İntakt immunglobulin birbirine bağlı iki büyük parça (ağır zincir) ve iki küçük parçadan (hafif zincir) oluşur.

Dört zincirden oluşan immunglobulinin bütünü böbrekten geçemeyecek kadar büyüktür. Bu nedenle immunglobulin kanda bulunur ama idrarda bulunmaz.


Şekil 2 Miyelomdaki M proteini, normal immunglobulin gibi birbirine bağlı iki ağır zincir ve iki hafif zincirden oluşur. Birçok vakada malign plazma hücrelerinde hafif zincirler ve ağır zincirlerin oluşturulması ve bağlanmasındaki koordinasyon ortadan kalkmıştır ve hafif zincirler bağlanmadan hücreyi terk etmektedirler. Bunlar böbreği geçip idrara geçecek kadar küçüktürler ve idrarda saptanabilirler. İdrardaki hafif zincirler "Bence Jones proteini" olarak da adlandırılır.

İmmünglobulinin bütün halinde idrarda genellikle düşük seviyelerde bulunur. Birçok miyelom hastasında malign plazma hücrelerinde hafif zincirler ve ağır zincirlerin oluşturulması ve bağlanmasındaki koordinasyon ortadan kalkmıştır. İmmünglobulinin (Ig) bağlanmayan hafif zincirleri kana girer ve hızlı bir şekilde idrarla atılır. Hafif zincir proteinin bu proteinin özellikleri üzerine çalışma yapan İngiliz doktor Henry Bence Jones'un adına ithafen 'Bence Jones proteini' olarak adlandırılır. Bence Jones proteini (hafif zincir proteini) büyük miktarlarda ekskrete edildiğinde böbrek hasarı ve yetmezliğine neden olabilir. Plazma hücreleri tarafından yapılan immunglobulin (M protein) tipine göre çeşitli miyelom türleri vardır. En sık rastlanan 'IgG miyelom'dır ve M protein Şekil 2'de gösterildiği gibi dört zincirden oluşmaktadır. Bazı hastalarda 'hafif zincir miyelom' vardır ve anormal plazma hücreleri sadece hafif zincirleri oluşturmaktadır. Diğer bazı hastalarda 'IgA miyelom' vardır ve IgA genellikle birbirine bağlı iki IgG molekülünden oluşmaktadır. Az sayıda hastada 'IgM miyelom' vardır ve beş IgG molekülü birbirine bağlıdır. Daha nadir rastlanan diğer miyelomlarda 'IgD' and 'IgE' olarak adlandırılan diğer protein türleri üretilmektedir.

Şekil : M proteini

İmmünoglobulin Nedir?

ŞEKİL : İmmünglobulin molekülünün yapısı

Kemik Yıkımı

Miyelom hücrelerinin diğer özelliği diğer hücreleri uyaran, ardından kemiği çözen ve 'sitokin' olarak adlandırılan bir tür kimyasal salgılamalarıdır. Miyelom hücreleri yeni kemik oluşumunu engelleyen diğer kimyasalları da sekrete ederler. Kemik sürekli olarak tamir edilir.

Bu tamir, kemiği yıkan (osteoklastlar) ve yeni kemik oluşturan (osteoblastlar) hücrelerin eşgüdümlü etkisidir. Plazma hücreleri tarafından sekrete edilen kimyasallar kemiği çözen hücrelerin aşırı faaliyet göstermesini stimule ederler. Kemik yapıcı hücreler bu süreci takip edemezler. Kemikte delikler (litik spotlar) oluşur. Kemik incelir (osteoporozis) ve yürüme, ağırlık kaldırma ve hapşırma gibi günlük aktiviteler sırasında kırılacak (fraktür) kadar zayıflar. Öksürme ve hafif düşmeler veya yaralanmalar gibi hafif aktivite artışları da miyelomun etkisiyle incelmiş kemiklerde kırılmaya ve ağrıya neden olur.